Bugün Dünyamız 5 milyar yıl yaşındadır. Peki moda kaç yaşında diye düşünelim insanlığın var olmasıyla birlikte başlamış olabilir mi? insanlar ne zaman sadece giyinmek, yemek yemek, uyumak gibi temel ihtiyaçlarını olağan olandan farklı duruma getirdi, ne zaman beğenilmek istedi ve ne zaman farklının peşinden gitti? İşte tüm bunların cevabı modanın başlangıç tarihini oluşturmaktadır.

Moda insanın kendine yakışanı giymesi midir yoksa toplumların oluşturduğu kısa süreçler içerisinde sık sık değişime uğrayan ve insan albenisini tatmin eden hoşluk mudur. Modanın tanımı sadece kıyafetle, takıyla tokayla eşdeğer tutulamaz.

 

 

Moda yaşanılan zaman içerisinde rövanşta olan insanların sahip olmak istedikleri giyim tarzı, yemek alışkanlıkları, barınma şekli, saç stili, kültürü, eğitimi ve birçok alanı kapsamaktadır. Moda uğruna insanlar temel gereksinimlerini dahi ikinci plana atabilmektedir.

Moda başlı başına bir yaşam biçimidir ve bireysel gözükse dahi sürü psikolojisine göre hareket etmektir. Modayı takip eden moda akımlarına uyan insanlar ruhlarını beslerler ve kendilerini iyi hissederler. Moda insanın kendini motive etme şeklidir. Son zamanlarda yansıtılmasının aksine moda lüks bir ihtiyaç değildir. İnsanların hayalgücünün, el becerisinin bir ürünüdür.

Tabi her alanda olduğu gibi aşırıya kaçmak her zaman tehlike unsurudur. Modayı hastalıklı haliyle getirmek, eşyaların kölesi olmak moda kavramını zararlı bir hale getirmekte adını lekelemektedir. Oysaki güzellik algısı olan estetiğe uyan şeyler etrafa pozitif enerji verebilmektedir bunu negatife çeviren yine insan ve insanın ticari algısıdır.

Moda adı altında insanlara empoze edilmek istenen gizli reklamlarda modanın negatif yönüdür. Moda insanla ve insanın algıladıklarıyla beslenir. Moda gereklidir ama zorunluluk değildir. Moda en genel tanımıyla değişim demektir. Modanın hakemi insandır ve o kırmızı kartı gösterene kadar geçerlidir.

Günlük yaşamımızda geçici süreliğine alınan nankör bir zevktir. Çünkü tatmin olma toleransı oldukça düşüktür. Moda hemen hemen her yerdedir. Bir tarza sahip olmak, beğenilmek iyi bir özgüvenin temel taşlarındandır. Modaya abartıdan uzak durarak uymak insan karakterini şekillendirir. Özgüvenli insanlardan oluşan toplumlar ayaklarını yere daha sıkı basar. Moda insanın özgürlüğüdür.

Dünyayı yakıp kavuran bir güneş gibi şimdi moda fazlası zarar, gerekli  miktarlarda  aldığında Vücuda vitamin niteliğinde. İnsanlar memnun bu güneşte kavrulmaktan sonra üzerlerinde bırakacağı güneş lekelerini düşünmeden.